DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Roman sizinle ılık bir bahar akşamında, hafiften bir meltem esintisinde, hoş bir çardakta, önünüzde yarısı eksilmiş kadehlerinizin eşliğinde, tatlı tatlı sohbet ediyor. Kimi zaman makaraları salıyorsunuz, kimi zaman hayretlere gark oluyorsunuz."
"Bir gün gelecek, daha iyi Türk-Yunan ilişkileri için eski yanlışları tekrar etmek istemeyenlerin kulak verdiği bir sesin parçası olacak bu kitap ve bu yolculukta daha iyi bir yere ulaşırsak, belki devamını da yazacağım."
"Devrim deyince aklımıza eski düzenin yıkılıp yerine yeni düzenin geçtiği sayılı günler geliyor. Ama devrimleri devrim yapan bu birkaç gün değil. Bir düzenin ortadan kalkıp yerini yeni bir düzene bırakması doğal olarak zamana yayılan bir süreç. Eski düzenin tüm kalıntılarının ortadan kalkması, yeni düzenin tüm kurumlarıyla tesis edilmesi uzun olduğu kadar zikzaklı, gelgitli bir süreç aynı zamanda. Aynı bu romanda gördüğümüz gibi…"
"Bir çocuk kitabı sınırları aşmayı, hayallerin gerçekleşebileceğine inandırmayı, ufuk açmayı, duyguları keşfetmeyi kendisine dert edinir. Böylesi özgürlükçü bir ortamda ortaya çıkan eser gelişim kaygısına takıldığında sanat olmaktan çıkar. Sonuç odaklı hale gelir. Yavaşlar. Bilimsel verilerle konuşmak zorunda kalır. Ağırlaşır."
"Jaeggy herkesin kolaylıkla benimseyeceği, el üstünde tutacağı türden bir yazar değil. İtalyancanın en soğuk, insanı tecrit edilmiş, etrafı kapalı metinlerinin yazarıdır Jaeggy. Bir benzeri daha var mıdır? Jaeggy Zürihlidir ama bir dünya şehri sayılan Zürih Türkçeye çevrilen her iki kitabında da pek yer tutmaz. Daha içe kapalı St. Gallen kantonunun paralelinde olan Appenzell’dir onun yazar olarak ilgisini çeken ana mekân."
"Bilindiğinin tersine feminizm kendi içinde bütünlüklü bir kavram değildir. Kimi zaman ayrışan kimi zaman kesişen, ama çoğunlukla birbirlerini besleyen, dönüştüren farklı feminist gelenekleri vardır. Cümbüş cemaat feminizm! Ama işin güzelliği biraz da burada. Neyse ki hepimize uygun bir feminizm geleneği var."
1 Şubat 1923’te Zümrüdüanka dergisinde yayınlanan “Erkek Kızlar” öyküsü Serdar Soydan'ın sunumu ve Latin harflerine çevirisiyle K24'ün Evvel Zaman sayfalarında
Yalnızca kendi çıkarlarını korumayı dert eden yönetici gruplar, mucizeler meydana getiren lider onun hakkından gelebilecek bir rakiple karşılaşır karşılaşmaz paramparça olacaktır
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.